[Date Prev][Date Next] [Thread Prev][Thread Next] [Date Index] [Thread Index]

Hurriyet Gazetesi yazari Ahmet Hakan’a



Title: Açyklama No:

Halk Cephesi

http://www.bagimsizlik-demokrasiicin-halkcephesi.com

 

Açıklama No: 24                  Tarih: 12 Ağustos 2011

 

 

 

 

 

 

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a

 

Uğruna öldüğümüz devrimci değerlerimize

karşı saygılı olmaya çağırıyoruz

 

 

Yazılarında sık sık, devrimcilikle, devrimci değerlerle alay etmeye çalışıyor, bu kavram ve değerleri aklınca küçümsüyor, aşağılıyorsunuz.

Son örneği, 9 Ağustos tarihli yazınızdaydı.

"Sol İslam" uyanışta! Beş yıldızlı bir otelin önünde çorba ve bulgur pilavıyla iftar yapmışlar. Astıkları pankartlarda "180 liralık" lüks iftara isyan etmişler. Bu "devrimci iftar"ı düzenleyenlere ve katılanlara bin selam!" diye yazmışsınız.

Ne “devrimci iftar”ın orada bir yeri var, ne devrimci ajitasyon ve propaganda literatüründen çaldığınız “bin selam”ın.

Kendi dünyanızda, kendi değerleriniz hakkında istediğinizi yazıp çizebilirsiniz. Burjuvazinin dünyasında değerlerin bir değeri olmadığı için, bu doğal karşılanabilir.

Ama bizim değerlerimiz söz konusu olduğunda, orada duracaksınız.

Biz o değerler uğruna ölürüz ve ölüyoruz.

Biz o değerler uğruna, direnişler gerçekleştirdik, işkenceler gördük, bedeller ödedik.

Bilir misiniz, biz cuntanın mahkeme salonlarında “biz devrimciyiz” diyebilmek için ne bedeller ödedik. Devrimciliğimizi dile getirmek, mahkeme dönüşünde işkence, dayak demekti. Sizin dilinizde olur olmaz kullanıp küçümsediğiniz o kelime, bizim uğruna öleceğimiz bir kelimedir.

İdeolojiler, sizin için bir şey ifade etmiyor olabilir; ama o ideolojiyi kan can bedeli savunanlara saygı duyacaksınız.

Eğer insan olmanın, gazeteci olmanın bazı ahlaki, siyasi değerlerini asgari anlamda da olsa, halâ kaybetmemişseniz, bu saygıyı göstermek zorundasınız.

Bakın şu yazdıklarınıza: “En devrimci fıkıhçı: Zaman Gazetesi´nde”... “70’li yılların büyük devrimcisi Karaman Hoca”... “Acele devrimci ilahiyatçı aranıyor”...

“Maymunlar Cehennemi” filmini izliyorsunuz, “Devrimci maymun” diye yazıyorsunuz.

Sizin yazılarınızda devrimci olmak, mesela “yeşil parka giyip acayip havalı olmaya özenenlerden” olmaktır, veya  Zap suyu dururken ne diye Boğaz’a köprü yapıyorsunuz” diye posta koymaktır...

Devrimciliği böyle keyfinizce tanımlayıp tasvir edemezsiniz.

Bunları bazen belki sağın riyakarlığına karşı “solu” olumlama olarak yapıyor olmanız, eleştirdiğimiz noktayı ortadan kaldırmıyor. Devrimcilik ne yeşil parkalı bir özentililik hali, ne posta koyma meselesidir.

1 Mayıs sonrasında, alana ve kortejlere dair “izlenimlerinizi” yazıyorsunuz: “1 Mayıs Taksim’in en’leri” diye baştan magazin basından alınan bir başlıkla başlıyor, “EN HAŞİNLER: Her an niza çıkarmaya hazır halleriyle kendilerine “Halk Cephesi” adını veren grup.” diye devam ediyorsunuz.

Sizin magazinleştirdiğiniz o 1 Mayıs, onlarca şehit pahasına kutlanıyor biliyor musunuz? O Halk Cephesi, oraya gelebilmek için kaç yüz tutsak verdi, biliyor musunuz?

Esprili yazacaksanız, lümpence yazmak istiyorsanız, magazinin vıcık vıcık pespayeliği içinde batmak istiyorsanız, sizin tercihinizdir; ama o zaman devrime, devrimcilere ait konuları yazmayacak, devrimcilere ait değerleri hiçbir şekilde kullanmayacaksınız. Yok hayır, o pespayeliğin dışında bir yazar olacaksanız, halkların, devrimcilerin, bir inanç uğruna mücadele edenlerin inançlarına ve değerleri karşısında sorumlu davranmak, saygılı olmak durumundasınız.

Sonuç olarak, sizi, uğruna can verdiği değerler karşısında, insanların idealleri karşısında saygılı olmaya davet ediyoruz.

Halk Cephesi


Reply to: